23 Ekim 2008 Perşembe

DOSTLUK ÖDÜLÜ

Beni dostluğuna layık gören bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum,bende blogcudaki ve blogspot daki bütün arkadaşlarıma bu ödülü veriyorum lütfen sevgili dostlarım yüreğimi ve çiçeklerimi kabul edin...






18 Ekim 2008 Cumartesi

GAZİANTEP





mmm kokuyu duyabiliyormusunuzz..:))) işte meşhur sokak kebapçısı bize göre sabahın kör şafağında ama anteplilere göre nerde ise öğlen olmuş bir saat de açıp ciğer kebabı yapıyorlar ve harika oluyorr..:))doktorumda benim kolestrolümün neden tavan yaptığını bir türlü anlamıyor bir bilse bu kebabplarıı ben öldürecek vallahi..:))) ha bu arada saatin kaçda olduğunu yazmadım galiba demi sabah saat 5 civarında belkide daha bile erken açıyorlar..





13 Ekim 2008 Pazartesi




Gaziantep-Nizip Hz.Muhammet dünyaya geldiği zaman,dünya üstündeki 7 kilisenin kulesi ndeki haç'ı yıkılmış bunlardan biriside Nizip deki kilisedir ama maalesef şimdi ambar olarak kullanılıyor




Birecik kelaynak kuşlarının koruma altına alındığı bölge




Gaziantep kalesi...

GAZİANTEP


Evet arkadaşlar Ürgüp'e senede 2 defa gitmezsem rahat edemem demiştim ya aslında bu seyahat sadece ürgüple kalmaz.:)) ben İzmirden bir çıkarım sırası ile Ürgüp,Kayseri ve Gaziantep-Nizip'e kadar uzanırım Nizip'den de yakındaki şehirlere günü birlik gider gelirim..:)))Bir keresinde Mardine kadar gitmiştim ve oradaki tarihin,güzelliğin tadı hala damağımdadır.Anadolu aslında gerçekten kültürün beşiği ancak biz bunun kıymetini bilemiyoruz..Gaziantep benim için çok özeldir,netten tanışıp ailece cok sıkı dostluk kurduğum iyi günlerimizde de,kötü günlerimizde de birbirimize destek verdiğimiz dostluklarımın olduğu şehirdir ve çok ilginçdir ki ben bu dostluğu yaprak sarma arkadaşımdada yakaladım ve dedim ki tamam bütün Gaziantepliler dost canlısı..:)))
evet ben sizlere kendi objektifimden resimler sergiliyeceğim ve Gaziantep yemeklerinide
Yapraksarma arkadaşımın bloğundan okuyacaksınız..:))) tavsiye ederim antep yemekleri harikadır..:))




eski Harran üniversitesinin içinde bulunan dünyanın ilk meteroloji istasyonu..:)))


8 Ekim 2008 Çarşamba

ÜRGÜP







Ve devam ediyoruz Ürgüp'e










KAPADOKYA




Ürgüp benim ikinci şehrim gibidir çok severim senede bir kaç kez gitmezsem mutsuz olurum hem arkadaşlarımı görmek, hemde gezmek benim için büyük bir zevktir.Bu sene maalesef gidemedim ve tabiki özlemim depreşti bende düşündüm,taşındım ve sizlere ürgü'ü anlatayım dedim arkadaşlarımın çektikleri resimlerle..:)))




Bu arada çok da güzel bir sitemiz var http://www.kapadokyam.net/ dostluk sitesi ama aynı zamanda kendi çapımızda birşeyler yapmaya çalışıyoruz mesela şimdi yürüttüğümüz bir kampanyamız var Kayserinin Akçaören köyüne kütüphane kurmak elimize geçen her türlü tabiki çocuklarım okuyabileceği kitap,ansiklopedi ne varsa gönderiyoruz 2. projemizde ürgüpü ağaçlandırmak.:)) bakalım onda başarılı olabilecekmiyiz.. evet gelelim ürgüpe....




Nevşehir'in 20 km doğusunda olan Ürgüp Kapadokya Bölgesinin en önemli merkezlerindendir.


Göreme'de olduğu gibi tarihsel süreç içerisinde çok sayıda isme sahip olmuştur.


Bizans Döneminde Osiana (Assiana), Hagios Prokopios; Selçuklular Dönemi'nde Başhisar;


Osmanlılar zamanında Burgut kalesi;


Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren de Ürgüp adıyla anılmıştır. Ürgüp ve civarındaki ilk yerleşim antik adı Tomissos olan Damsa Çayı 'nm doğusundaki Avla Dağı etekleridir. İngiliz Arkeolog lan Todd'un burada yaptığı yüzey araştırması sonucunda çok sayıda obsidiyenden ve sileksten Paleolitik Dönem'e ait aletler bulmuştur. Daha geç dönemlere ait en önemli kalıntılar ise Ürgüp kasaba ve köylerinde bulunan Roma Dönemi'ne ait kaya mezarlardır. Bizans Döneminde de önemli bir dini merkez olan Ürgüp, köy, kasaba ve vadilerindeki kaya kiliselerin ve manastırların piskoposluk merkeziydi. XI. yüzyılda Ürgüp, Selçuklular'm önemli kentleri Konya'ya ve Niğde'ye açılan önemli bir kale konumundaydı. Bu döneme ait iki yapı kentin merkezindeki Altıkapılı ve Temenni Tepesi Türbeleri'dir. Bir anne ve iki kızına ait olan ve XIII. yüzyılda yaptırılan "Altı Kapılı Türbe", altı cepheli, her cephesinde kemerli pencereli ve üstü açıktır. Ürgüp'ün Temenni Tepesi'nde bulunan iki türbeden birinin, 1268 yılında Vecihi Paşa tarafından yaptırılan ve halk arasında "Kılıçarslan Türbesi" olarak da anılan Selçuklu Sultanı IV. Rüknettin Kılıçarslan'a, diğerinin ise III. Alaaddin Keykubat'a ait olabileceği düşünülmektedir. Ancak araştırmacılara göre bu olasılıklar oldukça zayıftır. 1515 yılında Osmanlı topraklanna katılan Ürgüp, XVIII.. yüzyılda Osmanlı Sadrazamı Damat İbrahim Paşa'mn kadılık makamını doğduğu kent olan Nevşehir'e (Muşkara) bağlaması nedeniyle ilk kez ikinci planda kalır. Ancak Paşa da Ürgüplüleri mağdur etmemek için Nevşehir yakınlarındaki Kavak köyünden yaklaşık 20 km bir yeraltı yolu ile su getirtir. Sokak ve meydanlara mermerden çeşmeler yaptırarak şiirlerini dönemin meşhur şairlerine yazdırmış, kitabelerini de en iyi ustalara kazıtmıştır. Bu kitabeli çeşmelerin sadece bir kaçı orj inal yerindedir. Ürgüp'teki bir diğer önemli yapı da Rum Hamamı'dır. Rumca kitabesinden temelinin 1900'de atıldığı tüm halkın ortak çalışması sonucunda 1909'da tamamlandığı anlaşılmaktadır. Şemsettin Sami 1888-1900 yıllarında yazdığı Kamus-ül Alem adlı tarih ve coğrafya ile ilgili eserinde Ürgüp'te 70 cami, 5 kilise ve 11 kütüphane olduğunu belirtir. Ürgüp civarındaki Pancarlık, Üzengi ve Keşlik vadisi hem tarihi, hem de doğal değerleri olan vadilerdir.İklimÜrgüp'te yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlı, ilkbahar ve sonbaharda ise yağmurlu tamamen kırsal bir step iklimi özellikleri görülür. İlkbaharda yeşeren ancak daha sonraları sararıp yok alan step bitki örtüsünün dışında bölgede bir orman örtüsü bulunmamakla beraber, ilçede ve çevresinde çok yoğun olarak görülen bağcılık ve yemyeşil bağ örtüsü yaz aylarında da sıcak bir görüntü vermektedir.




UlaşımNevşehir'den otobüs, minibüs ve taksi ile Ürgüp'e ulaşabilirsiniz.







6 Ekim 2008 Pazartesi

MANTI


MANTI
Bu aralarda birşeyler yapmamışım daha doğrusu pc.ye format attırınca bütün resimlerim gitmiş..:(( bende elde kalanlarla idare edeyim dedim ve resimleri kontrol ederken annemle son açtığımız mantının resimlerini buldum,biraz hüzünle,biraz buruk bu tarifi koymaya karar verdim...Mantı:1/2 kg kıyma1 kg un1 demet maydonoz1 adet soğan1 yumurtayoğurtsarmısaktoz kırmızı biberyapılışı:un,yumurta ve su ile kulak memesi yumuşalığında hamur yapalım,bezelere ayırıp açalım.Açtığımız hamuru şerit şerit keselim daha sonra karelere bölelim,içine soğan,kıyma ve maydonozdan oluşan iç malzememizi koyup üçgen şeklinde kapatalım.Bir tencerede suyumuzu kaynatalım,kaynayan suyun içine mantılarımızı atalım onlar haşlanırken diğer tarafta yoğurdumuzu sarmısaklıyalım.haşlanan mantılarımızı bir tepsiye alalım ve üstüne yoğurdumzu dökelim bu aradada tereyağ ve kırmızı biberi kızdıralım en üstede onu dökelim..Afiyet olsun dostlar..